Doktora tezini Frankfurt Goethe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Mayıs 2019’da Montrö Boğazlar Sözleșmesi üzerine tamamladı. Tezinde Montrö Sözleșmesi’nin avantajlarını, dezavantajlarını, değiștirilmesi halinde olası senaryoları hukuki açıdan inceledi. Ayrıca Kanal İstanbul’un Montrö üzerindeki muhtemel etkilerini de ele aldı. Dr. Yücel’in tezinin Türkçe açıklaması aşağıdadır
Bu tezin amacı, Türk Boğazlarının geçiş rejimini uluslararası hukukun evriminin arka planına karşı incelemek ve 2014 yılında Kırım Yarımadası'nın Rusya tarafından işgali ışığında savaş gemilerinin geçişi ile ilgili sorunları tartışmaktır. Bu amaç göz önünde bulundurularak tez, boğaz rejiminin tarihini yeniden ele almaktadır. Türk Boğazları, savaş gemilerinin geçişine ilişkin kısıtlayıcı ve karmaşık hükümler içeren 1936 tarihli Montrö Sözleşmesi ile düzenlenmektedir. Boğazlar yüzyıllardır “Boğazlar sorunu” olarak yerini aldı ve bugün uluslararası arenadaki jeostratejik konumlarıyla önemi arttı. Özellikle 1991'de Sovyet Rusya'nın kararından bu yana, dünyanın en önemli ve en yoğun enerji koridorlarından biri haline geldiklerinden daha fazla önem kazandılar. Hazar bölgesinden petrol, doğal gaz ve diğer ürünlerin Boğazlar üzerinden taşınmasındaki artış nedeniyle, yoğun trafik ve Boğazlardaki trafiğin düzenlenmesi Türkiye ile kullanıcı devletleri arasında önemli bir konu haline gelmiştir. Ayrıca, savaş gemileri için kısıtlayıcı hükümlerin uygulanması, İkinci Dünya Savaşı sırasında birçok tartışmaya, Sözleşmenin kısıtlayıcı hükümlerinin Ağustos 2008'de Güney Osetya Savaşı üzerindeki etkisine ve 2014 yılında Kırım Yarımadası'nın işgaline ek uluslararası ilgi çekmiştir. Boğazlar büyük güçlerin, özellikle NATO'nun, ABD'nin (ABD) ve Rusya'nın küresel gündeminde yerini aldı. Bu olaylar, Sözleşmenin revizyonu üzerinde süregelen ve yoğun tartışmalara yol açmıştır. Montrö Sözleşmesi'nde herhangi bir yasal değişiklik veya değişiklik talebi ortaya çıkmamasına rağmen, Karadeniz bölgesindeki yeni düzen ve jeopolitik çıkarlar, Montrö geçiş rejiminin herhangi bir siyasi koşulda dünyanın güçleri tarafından tartışılmaya devam edeceğini göstermektedir. Ancak şimdilik, çağdaş ihtiyaçlara uyum sağlama yönünde alternatif bir yol olmayacak, ancak en önemlisi, müteakip uygulamanın ve müteakip anlaşmanın anlaşma yorumuna entegrasyonu olarak resmi revizyon eşiğinin altında anlaşma modifikasyon yöntemleri olacaktır.
